Ankara’da, öğlen saatlerinde meskenlerinden çıkarken GBT denetimi yapılacağı söylenerek sivil otomobillere bindirilip kentin merkezine uzak bölgelere götürüldükten sonra darp ve tehdit edildiği tezi CHP Küme Başkanvekili Özgür Özel ve HDP Küme Başkanvekili Meral Danış Beştaş tarafından Meclis gündemine taşındı. Özel ve Beştaş bahse ait yetkilileri misyona çağırdı.
‘BU TİP KAÇIRILMA OLAYLARI ASLA KABUL EDİLEMEZ’
HDP Küme Başkanvekili Meral Danış Beştaş, daha evvel de bu tip olayların yaşandığını ve bu olayların sıklaşmaya başladığını belirterek şunları söyledi:
“Biraz evvel burada 3 kişinin kaçırıldığını, 1 adedinin bulunduğunu ve 2 kişinin arandığını söylemiştim. Yeni bir bilgi daha geldi Uğurcan Baynal ve Sena Bademli de tekrar bir yere bırakılmışlar. Yalnız şunu söyleyeyim: Yani bu biçimde sivil araçlarla insanların kaçırılması bir rutine, bir pratiğe dönüşmeye başladı. Ankara’nın göbeğinde, İstanbul’un göbeğinde ya da Diyarbakır’ın göbeğinde sivil araçlarla gençlerin bu biçimde kaçırılması çok önemli bir tehlikeye işaret ediyor. Sonradan bırakılmış olmaları bu tehlikenin ortadan kalktığı manasına gelmiyor. Biz, daha evvel buradan gençlik meclisi üyelerimizin de bu biçimde kaçırılıp tehdit edildiğini tekraren söz ettik. Bir an evvel bu meseleye dair detaylı bir raporun daha doğrusu yaklaşımın ortaya çıkması, bütün partilerin irade göstermesi gerekiyorsa bir hukuk devletinde bu tip kaçırılma olayları asla kabul edilemez.”
‘İÇİŞLERİ BAKANLIĞININ BU MEVZUYU DERHAL NETLEŞTİRMESİ LAZIM’
CHP Küme Başkanvekili Özgür Özel de mevzuyu kamuoyunu tatmin edecek bir biçimde aydınlatmanın İçişleri Bakanlığı ve Adalet ve Kalkınma Partisi’nin sorumluluğunda olduğunu vurgulayarak şöyle dedi:
“Sayın Lider, biraz evvel Sayın Küme Lider Vekilinin duyurduğu mevzuyu daima birlikte dikkatle takip ettik. Artık, bir defa meskenlerinin önünde GBT yapılıyor. Şayet birileri polisin GBT yaptığı aygıtın bir benzerini edinmediyse ve bu söylenenler bu biçimde olduğuna nazaran bir sivil polis takımı olması lazım. Sonra alıp onları Ali’yi Gölbaşı’nda, Uğurcan’ı Pursaklar’da, Sena Bademli’yi de Sincan’da bırakmışlar. Bu, mafya yoludur; bu türlü bir şey olmaz. Polis birini bir yerden alırsa oraya bırakır aslında, konutuna götürür. Ayrıyeten Ali’nin darp edildiği, dövüldüğüne ait beyanları var. Uğurcan’ın da “Bir daha seni Boğaziçi hareketlerinde görmeyelim.” diye tehdit edildiğine dair sözleri var. İçişleri Bakanlığının bu mevzuyu derhâl netleştirmesi lazım. O kaçıran bireyler kimdir? Umarız polis değildir, polis değilse o vakit kamera kayıtlarından derhâl yakalanmaları, yargı önüne çıkarılmaları lazım, polisse de derhâl bir soruşturma açılması gerekiyor. 2021 yılında Türkiye’ye, başşehre bu türlü ayıplar yaşatılmaması lazım. Bu bahsin kamuoyunu tatmin edecek formda açıklığa kavuşturulması İçişleri Bakanlığının ve Adalet ve Kalkınma Partisinin sorumluluğundadır.”
Karar
