Akşener’in konuşmasından öne çıkanlar şu formda:
“Uzunca bir müddettir bu kürsüden güçte dışarı bağlılığımızı azaltmak için yenilenebilir güce yatırım yapalım diyoruz. Bu doğrultudaki projelerimizi anlatıyoruz lakin iktidar oralı bile olmuyordu ki nihayet geçen hafta Sayın Erdoğan’ın 6 yıl gecikmeli kararıyla Paris İklim Mutabakatı Meclis’imizde onaylandı.
Hatırlayın; biz Paris İklim Muahedesi’ni hemen onaylayın dediğimizde ‘Paris Muahedesi’ni temel alıp Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerimizi maksat alacaklar. Türkiye daha güç durumda kalacak’ demişlerdi. Pekala ne değişti de Sayın Erdoğan bir anda 180 derece dönmeye karar verdi? Aslında Paris İklim Muahedesi’nin ne bizim Doğu Akdeniz’deki amaçlarımızla ne de Türkiye üzerinde oynanan o büyük oyunlarla ilgisi vardı. BM Doruğu’nda Sayın Erdoğan’ın etrafa sevimli gözükmesi gerekiyordu. O da cet ata bu türlü bir adım attı. Bu kadar kolay. Ve tüm bu yalpalamanın sonucunda Sayın Erdoğan’ın şahsî kaprisleri yüzünden memleketimizin çok kıymetli 6 yılı heba oldu. Ne diyelim geç olsun güç olmasın. Fakat madem mutabakat onaylandı, o vakit buradan kendisine kimi sorular sormak istiyorum. Sayın Erdoğan, bu muahedenin gerekliliklerinin farkındasın değil mi? İklim krizi latifeye gelmez. -Mış üzere yapmaya hiç gelmez. O denli çabucak her işte yaptığın üzere dostlar alışverişte görsün mantığıyla bakanlık ismi değiştirmekle iş bitmez biliyorsun değil mi?
Mesela biz tabiat ve kültür turizmini tekrar canlandıracağız. Pekala ya sen tabiatımızı katleden Kanal İstanbul saçmalığından vazgeçecek misin?
Sayın Erdoğan kürsüden eseceğine çık bu sorulara yanıt ver. Veremezsin. Anlattığın masallar Adıyamanlı kardeşlerimin sorularına yanıt olmuyor. Bol bütçeli lüks etkinliklerde caka satacağına evvel git milletin kaygısını çöz. Bak benden söylemesi; kısa vakitte çözdün çözdün. Çözemedin koltuk gidiyor haberin olsun. Zira İYİ Parti Allah şahit gümbür gümbür geliyor. Gittiğimiz her yerde millet bizi çağırıyor. Sandıkları patlatmaya milletimin iradesini tekrar iktidar yapmaya geliyoruz.
Ortaklarınla sürdürdüğünüz sefaya son verip hizmet nasıl yapılırmış ülke nasıl yönetilirmiş cümle aleme göstermeye geliyoruz. Bu ucube sistemin devranı artık bitti. Sıkı dur Sayın Erdoğan Başbakan geliyor.
O denli bir ucube sistemle karşı karşıyayız ki. Bugün Sayın Erdoğan yalnızca Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetmiyor. Aslında onu da yönetemiyor da haydi neyse. Kendisi tıpkı vakitte Varlık Fonu’nun başı olarak, Ziraat Bankası’nı Halk Bank’ı Vakıf Bank’ı da o yönetiyor. Borsa İstanbul’u da yönetiyor, Botaş’ı ETİ Maden’i de yönetiyor. THY’yi, Turkcell’i, Türk Telekom’u da yönetiyor. Kendisi kumara karşı lakin talih oyunlarını da at yarışlarını da o yönetiyor. Şeker fabrikalarına gıcığı var, çay üreticilerine de gıcık ancak neredeyse düşman diyebiliriz Türk Şeker’i de ÇAYKUR’u da o yönetiyor. Hatta iktisattan gram anlamıyor lakin İstanbul Finans Merkezi’ni de tekrar o yönetiyor. Evet maalesef tüm bu kurumların imza yetkilisi Sayın Erdoğan.
Artık de tüm bunlar yetmemiş olacak ki özel dala de el attı. Organize Sanayi Bölgeleri’ni de kendine bağlamak istiyor. Zira ülkemizde işleyen ve çalışabilen bir tek OSB’ler kalmıştı. Onları da kendine bağlayıp kurutursa rahat edecek. Biliyorsunuz OSB’lere yönelik bir yasa tasarısı var. Bu yasa tasarısında OSB idaresinin kamuya bırakılması üzere bir durum kelam konusu. Bugün Sayın Erdoğan’ın çelişkilerle dolu zihin dünyasında adeta bir seyahat yapıyoruz. Zira kendisi bir yandan devletin stratejik kurumlarını özelleştirme ismi altında satıp savarken öteki yandan da tüm zorluklara karşın azimle ve inatla üreten sanayicimize çökmeye çalışıyor. Arkadaş; bu arkadaş muvaffakiyete düşman. Nerede bir muvaffakiyet varsa gidip çöküyor. Başarılı olan devletin kurumuysa gidip satıyor, başarılı olan özel bölümse gidip zirvesine çöküyor. Sahiden çok enteresan.
Biz İYİ Parti olarak ülkemizde üreten, istihdam sağlayan, geleceğimizi inşa eden sanayicimizi başımızın üzerinde taşımaya hazırız. Türkiye’nin geleceğinin de sanayimizi ileri götürmekten geçtiğinin farkındayız. Ülkemizde tahminen de en iyi işleyen yapılardan biri OSB’lerdir. Pekala iktidardakiler ne yapıyor? OSB’lerin eksiklerini nasıl tamamlarım? Ekolojik rekabetçiliği yüksek bölgeleri nasıl inşa ederim diye düşüneceklerine OSB’leri kamulaştırmaya çalışıyorlar. İbretlik hakikaten. Sayın Erdoğan, o OSB’ler senin iktisattaki tüm beceriksizliklerine karşın büyüdüler. Senin pandemi devrindeki acizliğine karşın 150 binin üzerinde istihdam sağladılar. Sen elektriğe, doğalgaza artırım üzerine artırım yaparken onlar üretmeye devam ettiler. Senin yandaşların ihale paralarını yurt dışına kaçırırken, Londra’da sokaklar satın alırken onlar bu ülkeye döviz soktular.
Karar
