İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Kısmı, Twitter’dan yaptığı paylaşımlar dikkat çekiyor. Resmi hesaptan yapılan paylaşımlarla adeta toplumsal medya ile akademik bilgiler bir ortada harmanlanıyor.
Üniversitelerin, fakültelerin ve kısımların klasik duyuruları ya da açıklamaları dışında paylaşımlar yapan İÜ Sosyoloji Kısmı’nın hesabı tıpkı vakitte kimi tenkitlerin de konusu oluyor.
“NEDİR AKADEMİNİN İŞİ?”
“Sizin işiniz bu değil” çıkışı için Kısım Lideri Prof. Dr. İsmail Coşkun, “Nedir akademinin işi?” diye soruyor:
“Biz kendimizde halk katmanlarını aydınlatma misyonu görmüyoruz. Bu türlü bir perspektife de itirazımız var. Halkın basiretine, ferasetine prestij etmek lazım. Çok daha fazla okuma, erişme seviyesinde olup da belirli bir sosyoloji lisanı, diğer bir bakış ile topluma bakmak çok aydınca da değil, entelektüelce de değil, münevverce de değil. Hangi lisanda söylerseniz söyleyin. Tam bilakis. Halkın şuur götürülmeye muhtaçlığı yok. Halkın problemlerinin çözülmesine muhtaçlığı var.
“BÖLÜM HESABIMIZ KELAMLIK ÜZERE KULLANILIYOR”
Kısım, halkı aydınlatıcı bir misyon yüklenmeden; bilgilendirici, içine alıcı, ‘Bakın bu önemli’ diyen bir mecra olmaya uğraş ediyor. Şu anda bizim kısım hesabımız, kelamlık üzere kullanılıyor.“
İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Kısmı Lideri Prof. Dr. İsmail Coşkun
T24’ten Aylin Kaplan’a konuşan Coşkun, ‘fenomenlik’ üzere bir kaygıları olmadığını da bilhassa vurguluyor.
Gençleri manaya uğraşı içinde olduklarını belirten Coşkun “Bunu lütfen yazın. Bizim toplumsal medyada fenomenlik üzere bir kederimiz yok. Namımız yürüsün üzere bir savımız da yok. Kamuyuz biz, kamu vazifemiz var. Biz üniversiteyiz. Üniversitenin üç tane misyonu vardır; eğitim öğretim, bilgi üretimi ve insan üretimi. Aydınlanmış şuurun ulaştığı yüksek hakikatleri halk katmanına taşıma, halk konferansları, halka açık dersler manasında bir kamu misyonu yapmıyoruz. Halkı aydınlatma manasında kullanmıyoruz.
“BU BİLGİLERİ ERİŞİLEBİLİR KILIYORUZ”
Pekala, hangi manada kullanıyoruz? İnsanların sosyolojiye dair üretilmiş bilgilere en temel seviyede -ama katiyetle Wikipedia seviyesinde değil, o ölçeği aşan- erişimini sağlamak. Bu bir sosyolog olur, göç alanında oluşmuş literatür olur, göç alanında çalışmakta olan merkezlerin tanıtımı olur… Bunları objektif bir lisanla kamuyla paylaşmak. Farklı alanlarda eğitim almış, uzmanlaşmış pek çok arkadaşımız var. Biz de bu bilgileri erişilebilir kılıyoruz. Yaptığımız paylaşımların içinde girdiğinizde o paylaşım sizi mevzunun içine alıyor, davet ediyor. ‘Böyle bir yol var, bu türlü bir vadi var, bak buradan gidebilirsin’ demiş oluyoruz.”
“ÇOK BEĞENİLEN PAYLAŞIMLAR ORWELL, TOLSTOY…”
Coşkun, Twitter paylaşımları da değerli bir takımın rol aldığını da tabir ederek şunları kaydediyor:
“Bir kısım mutfağı var. Burada asistan arkadaşlarımız var. Parlak, istekli doktora öğrencilerimiz var. Lakin çok geniş bir ekiple çalışmıyoruz. Birinci başta birkaç arkadaşımızın ismini anmak isterim. Mehmet Ali Akyurt, Muhammed Fatih Karakaya, Mehmet Emin Balcı, Muhammet Fazıl Baş. Bunlar birinci jenerasyonda kısmın paylaşım sürecini başlatmada, yol açmada çok emek harcadılar.
Sonra ikinci dalga takımımız… İlker Aslan arkadaşımız var. Lisansı bizden, artık de kısmımızın araştırma görevlilerinden. Toplumsal medyada İlker’in büyük emeği var. İşlerin düzenlenmesi, eski paylaşımların tekrar tedavüle sokulması, takip süreci vs. her şeyle ilgileniyor. O çok beğenilen George Orwell, Tolstoy paylaşımlarını İlker hazırladı.
Onların dışında üç genç arkadaşımı daha anma istiyorum; Sevde Tunçbilek, Hamdusena Eşrefoğlu, Begüm Uzun.”
“SÖZLÜK OLARAK MÜRACAAT KAYNAĞI OLACAK”
“Genç nesil asistan arkadaşlarımız çok dinamik. Birkaç deneme yapıldı başta ve bunun karşılığı olduğunu görünce kısım Twitter hesabını tam bir paylaşım mecrası haline getirdik. Kısım hesabını bir cins mecmua üzere kullanıyoruz. Haftada en az bir iki yeni içerik paylaşıyoruz. Eski paylaşımları da uygun vaktinde yine paylaşmayı sürdürüyoruz” diyen Coşkun, bir de kıymetli bir çalışma için de olduklarını anlatıyor.
Stanford Üniversitesi’nin hoş bir ideoloji sözlüğü olduğunu hatırlatan Coşkun “Benzer formda yapacağız. Bu, beraberinde erişilebilirliği artıracak, kelamlık olarak müracaat kaynağı olacak. Münasebetiyle daha çok beşere ulaştırmış olacağız” diyor.
İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Kısmı’nın kimi paylaşımları şöyle:
25 Kasım 1938’de Kırşehir’de dünyaya gelen Erol Güngör; Ziya Gökalp, Hilmi Ziya Ülken üzere memleketimizin kıymetli aydın ve akademisyenlerinin yapıtlarıyla tanışmış, divan edebiyatına, Osmanlı Türkçesine ve Fransızcaya vakıf bir genç olarak Kırşehir Lisesi’nden mezun olur (1956). pic.twitter.com/rRyY1iNgNN
— İstanbul Sosyoloji (@iuefsosyoloji) April 24, 2020
Karar
