DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Siyasetleri Lideri Mustafa Yeneroğlu, Dünya İnsan Hakları Günü münasebetiyle açıklama yaptı. Yeneroğlu hak ihlalleri konusundaki vahim tabloyu açıklayarak AİHM raporuna nazaran tabir özgürlüğünün en fazla ihlal edildiği ülke olduğumuzu söyledi.

Yeneroğlu’nun açıklaması şöyle:

“İnsan Hakları Üniversal Beyannamesi’nin kabulünün 72. yılının kutlanıldığı bugün, mlesef Türkiye’nin içinde bulunduğu karanlık tabloyu yaşamanın kederi içerisindeyiz.

Türkiye’de 2020 yılı, çoğulcu demokrasiden uzaklaşılan, tek adam rejimimin tesiriyle temel hak ve özgürlüklerin ağır bir biçimde ihlal edildiği ve keyfi olarak sonlandırıldığı bir yıl olmuştur. Kuvvetler ayrılığı prensibi yok sayılmış, fikirlerin tabir edilmesi engellenmiş, toplantı ve şov yürüyüşü yapma hakkı neredeyse büsbütün yasaklanmış, emekçilerin grev yapmalarının ve sendikal fliyette bulunmaları engellenmiş, basının tarafsız kalan birkaç sesi de yasaklarla susturulmaya çalışılmış, siyasi fliyette bulunma hakkı ihlal edilmiş ve Anayasa Mahkemesi itibarsızlaştırılmıştır.

“KAÇIRMA OLAYLARI YAŞANDI”

Öte yandan bayana karşı şiddetle bu sene de aktif bir uğraş edilmemiş, cezaevinde bulunan beşerler en temel insani haklarından mahrum bırakılmış, baskı ve tehdit yollarıyla tabir alma ve kaçırma olayları yaşanmış, göçmenler umut seyahatlerinde ömürlerini kaybetmiştir.

Başka taraftan bilhassa salgın hastalıkla gayret etme mazeretiyle anayasal birçok hakkın kullanılması engellenmiş, önlemler yürütmenin talimatları veyahut genelgelerle anayasaya ve hukuka ters bir formda alınmıştır.

“İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ İHLAL SIRALAMASINDA BİRİNCİ SIRADAYIZ”

Milletlerarası kuruluşların raporları, Türkiye’nin içler acısı durumunu açıkça gözler önüne sermektedir. AİHM’in 2019 yılı fliyet raporuna nazaran Türkiye, inceleme basamağında bulunan en çok evrak sayısına sahip ikinci ülke, söz özgürlüğünü ihlal eden ülkeler ortasından ise birinci sıradadır. 2020 yılında da AİHM müractları ağır bir biçimde devam etmiştir. Avrupa Kurulu 2020 Genişleme Paketi çerçevesinde yayınlanan raporda, Türkiye demokrasisinde artık ilerleme değil, gerileme olduğu vurgulanmıştır.

Tüm bu acı tablo, devleti yöneten takımlardaki temel hak ve özgürlüklere bakış açısındaki çarpıklığı gözler önüne sermektedir. İnsan haklarını her bir ferdin doğuştan sahip olduğu haklar bütünü olarak değil, devletin bir lütfu olarak gören iktidar, Türkiye’deki insan hakları ihlallerinin yegâne sorumlusudur. Bireye nazaran adalet dağıtan bu iktidar; akla, vicdana ve hukuka yaraşır bir idare olmaktan artık çok uzaktır.

İnsan hakları olgusunun şahıstan bireye değişmediğini, hangi siyasi görüşten, hangi inançtan, hangi hayat biçiminden olursa olsun tüm insanların doğuştan sahip oldukları haklar manzumesi olarak gören bir anlayışın Türkiye’de hâkim olması insan hakları çabası açısından son derece değerlidir.

Zira, vatandaşlarımızın yalnızca insan olmaları hasebiyle hak ettikleri saygıyı ve muameleyi görebilmeleri lakin tekrar tesis edilecek hukuk devleti tertibi ile mümkündür.

“TÜRKİYE’Yİ HUKUK DEVLETİ ÜLKÜSÜNE KAVUŞTURACAĞIZ”

DEVA Partisi olarak vatandaşlarımızın layık olduğu hukuk devleti mefkuresini hayata geçirmek için yılmadan çalışacağımızın altını çizerek, insanlık ailesinin bütün üyelerinin doğal yapısındaki onuru ile eşit ve devredilemez haklarını tanımanın dünyada özgürlük, adalet ve barışın temeli olduğunu vurgulayarak, Türkiye’yi insan haklarına saygılı gerçek bir hukuk devleti mefkuresine kavuşturmanın azmi ve inancında olduğumuzu tüm kamuoyuna bir sefer daha hatırlatırız.”

Karar