UYGUN Parti Küme Başkanvekili Lütfü Türkkan, Türkiye’nin yönetilemez hale geldiğini belirterek, “Türkiye, nefes alabilmek ve içinde bulunduğu kurallardan kurtulmak için 2021 yılında mutlak ve mutlak bir seçime gitmek zorunda kalmıştır. Dolar artık takip edilemez durumdadır. Bunun sorumlusu dış güçler değildir. Türk parasını pula çeviren AK Parti’dir” dedi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin tıkandığını vurgulayan Türkkan, “Bu sistemin ismi, yırtıcı kapitalizm yerine abdestli kapitalizm, idare krizi var. Getirdikleri bu ucube sistem, milletin hayrına çalışmıyor” diye konuştu.
GÜZEL Parti Küme Başkanvekili Lütfü Türkkan, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Türkkan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“TÜRKİYE YÖNETİLEMEZ HALE GELMİŞTİR”
“Gerek dış siyaset gerek iktisatta yaşadığımız gelişmeler gösteriyor ki Türkiye AK Parti tarafından yönetilemez ülke haline gelmiştir. Türkiye’ye ülkeye devamlı kayıp yaşatan AK Parti’yi taşıyamaz hale gelmiştir. Türkiye, nefes alabilmek ve içinde bulunduğu kurallardan kurtulmak için 2021 yılında mutlak ve mutlak bir seçime gitmek zorunda kalmıştır. Türk milleti batan iktisadın sorumlusunun AK Parti olduğunu bilmektedir. Doları 7 liranın altında tutmak için 60 milyar doları heba eden, Merkez Bankası’ndaki döviz rezervini boşaltan AK Parti, bu berbat gidişin yegane sorumlusudur. Dolar artık takip edilemez durumdadır. Bunun sorumlusu dış güçler değildir Türk parasını pula çeviren AK Parti’dir.
Adalarımızın işgaline ses çıkarmayan ve artık Ege kıyılarına hapsedilmeye çalışılmamızın tek sorumlusu AK Parti’dir. Kız çoçuklarımızın, bayanlarımızın can güvenliği yoksa sorumlusu AYM Başkan’na ‘sıkıysa bisikletle işe git’ diyen AK Parti idaresidir. Tahlil yerine sorun üreten AK Parti, bu ülkeyi 2023’e kadar yönetemez hale gelmiştir. Gideceklerini iyi biliyorlar o yüzden ihalesiz kanunlar vererek memleketin kasasını yandaşlarına aktarmaya devam ediyorlar.
“GİDECEKLERİNİ GÜZEL BİLİYORLAR”
Tarihe barbar diyen geçen Cengiz Han bile Cengiz İnşt kadar Anadolu’nun ganimetlerine çökmedi. İki ihalenin toplamı Cengiz’in affedilen vergi borçlarına tekabül ediyor. Cengiz’in vergi borçlarını affediyorlar ve 21b ile ortalarında anlaşıp ihaleyi Cengiz’e veriyorlar. Bu kadar fütursuzca yapmalarının sebebi, erken seçim yapılacak ve gideceklerini iyi biliyorlar.
Bu sistemin ismi, yırtıcı kapitalizm yerine abdestli kapitalizm. Zengine paramatik, fukaraya zikirmatik. Türk Milleti artık kanını emen bu talan nizamından kurtulmak istiyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi tıkandı, idare krizi var. Getirdikleri bu ucube sistem, milletin hayrına çalışmıyor.
“ERKEN SEÇİME GİDECEKLER DIĞER BAHTLARI YOK”
95 yılda borç 970 milyar lira. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişte 840 milyar lira. Halk fukaralaşıyor. Yoksulluktan öteki bir şey getirmedi. Şahsî borç, 21 bin 800 liraya çıkmış. Bol bol para basmışlar, milleti borca sokmuşlar. Yalancı bahar yaratmaya başladılar. Yoksulu fukarayı borçlandırdılar. Kendi siyasetlerinin finansmanını sağladılar. Beklenen ikinci dalgayı da düşündüğümüzde erken seçime gidecekler öteki talihleri yok.
Koronavirüs sorunu ülkeyi daha fazla külfete sokmaya başladı. Dünyada milyon yeni hadise gözlemlendi. Bir haftada rastlanan en büyük sayı. ‘Eğitimi 1 Ekim’de başlatalım’ demiştim, bunlar kulak ardı edildi. Yüz yüze eğitimle bir arada istemediğimiz hadiseler başladı. Ne iktisadı pik yapacak? Dolar pik yaptı, fukaralık pik yaptı.
“BİLGİSAYAR TEMİN ETME İŞİ ACUN’A DÜŞTÜ”
EBA çöktü, öğrenciler giremedi. Öğretmenler giremedi, ders de yapılmadı. Ulusal Eğitim Bakanı ‘sıçrama var’ dedi. Sıçrama ne kardeşim? Bunun ismi olağan bir talep. Bakan tanıtımda, ‘dünyanın en iyi eğitim altyapısını kuruyoruz’ demişti. Bilgisayarı yok çocukların. Bilgisayarı temin etme işi Acun’a düştü. Vergiyi devlete veriyoruz, bilgisayar Acun’dan. İşleri ciddiye almadılar, gerçeği görmediler.
Bundan yüzyıl evvel de Türk Milleti’ne karşı Yunanistan’ı piyon olarak kullanmışlardı, bir şey değişmedi. Türkiye’nin hakları müzakere edilemez hususlardır. Güneyimizde bir terör devleti kurulmasına uğraş gösteren Fransa ve Amerika, artık suya ayak basmamızı bile engellemek istiyor. Geldiğimiz noktada Lozan’ın gücüne sarılmak zorunda kaldı. Cahit Özkan’ın yaptığı konuşmayı hatırlıyorum. Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenler aşağıladıkları Lozan’a sarılmaya muhtaç kaldılar.
“İÇİŞLERİ BAKANI ÜLKENİN INANÇLI OLMADIĞINI İTİRAF EDİYOR”
Sayın İçişleri Bakanı, bu ülkenin inançlı olmadığına dair itirafı demektir. Bunun sorumlusu sensin, AYM Lideri değil. AYM Başkanı’na bugün ‘sen FETÖ’cüleri yerleştirdin’ diyor, mealen ‘sen FETÖ’cüsün’ diyor. Bu ülke muz cumhuriyeti değildir. Bu ülkenin kurumları, ağızlara sakız edilecek değildir. AYM Başkanı’nın İçişleri Bakanı tarafından FETÖ’cülükle suçlandığı bir periyotta AYM kararları şaibeyle karşılanır. Bu durumun çözülmesi gerekir. Bundaki hedef nedir? AYM Lideri hakkında soruşturma var mıdır? Hükümetimizden açıklama bekliyoruz.
Karar
