İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılması için Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 10 sayfalık rapor sunan, onursal başkanlığını Hayrettin Karaman'ın yaptığı, yöneticileri arasında Abdurrahman Dilipak'ın da bulunduğu Türkiye Niyet Platformu, gelen yansıların akabinde geri adım attı.
Türkiye Fikir Platformu'ndan yapılan açıklama şöyle:
“Ülkemizdeki İslami topluluğun bir ortaya gelmesi, aile, toplum ve gençlikle ilgili problemlerle ilgili tahlil üretilmesi, ilim ehli hocaların, hukukçuların, eğitimcilerin, sanatkarların birlikte hareket ederek ülkemiz ve milletimiz için katkıda bulunacak çalışmalar yapabilmesi umuduyla uzun bir müddettir gece gündüz uğraş harcıyoruz.
Bu süreçte Cami Külliye projesi, Sanatkarlar meclisi, hukukçular meclisi, mrif meclisi kümeleri kurarak bir ortaya gelerek özlenen uhuvvet tablosunun ortaya çıkmasını istedik. Çok sayıda bildiri yayınladık, risk alarak, çekinmeden, yalnızca Allah isteği korkusuyla. Benliklerimizi, ailelerimizi, şahsî vakitlerimizi, sıhhatimizi ikinci planda tutarak. Yanlışsız olduğuna inanmadığımız hiçbir işe girişmedik. Faydalı olduğuna inandığımız hiçbir işin de sonunu düşünmedik. Kimseden şahsî bir beklentimiz yoktu, bundan ötürü kendimizi motive ettik.
“MAYINLI ALAN GİRDİĞİMİZİ FARK ETTİK”
En son hazırladığımız İstanbul Mukavelesinin sakıncalı istikametlerine dikkat çeken ve yerine kendi kıymetlerimize uygun bir tasarı öneren raporumuz ile mayınlı alana girdiğimizi fark ettik. İstanbul mukavelesinin karşısında olanlar ile mukaveleyi savunanları bir ortaya getirip mevzunun tahlili için uğraş ettik. Onlarca görüşme yaptık, bazen gururumuz incindi, olmayacak bireylerden olmayacak kelamlar işittik. Ama gelinen süreçte bu mevzu taraflarının ortak bir tabanda çalışma yapma imkanlarının kalmadığını müşahede ettik.
“HİÇBİR TARAF BU ÇALIŞMALARA ÖZVERİ İLE YAŞLAŞMADI”
Rabbim alimdir, hakimdir, sadırlardakini bilendir. Nihayetinde bu mukaveleyi hem savunanlarının ve hem de karşısında olanların bundan sonra bir ortaya gelmeleri mümkün değildir. Türkiye Niyet Platformu olarak üzerimize risk alarak tahlil için çalıştık ama hiçbir taraf bu çalışmalara özveri ile yaklaşmadı ve bir dua dahi alamadık.
Bu mukavelenin tarafında ve karşısında olan her iki kısmın tahlil üretemediklerinden gelecekte bunun sorumluluğunu omuzlarında taşıyacaktır. Biz platform olarak artık bu husustan çekiliyoruz, rastgele bir halde bu işin bir kesimi olmayacağız zira çok yorulduk, yıprandık, yapacağımız öbür iyi işlere gücümüz kalmıyor.
“PLATFORMU BAĞLAMAZ, ŞAHSİ FİKİRLERİDİR”
Bundan sonra yapacağımız güzel birçok hizmetimiz var, onlara odaklanacağız Allah aklını, vicdanını kullanmayan ülkemiz Müslümanlarının sonunu hayır eylesin. Platformumuz istişaresinde, idaresinde bulunan bedelli zevatın bu bahisteki kişisel çalışmaları Platformu bağlamaz, kendilerinin şahsi fikirleridir buna hürmet duyarız. Ayrıyeten üyelerimizin de bu mevzuda negatif ve müspet yorumları olabilir bu yorumlar da platformu bağlamaz. Kamuoyuna hürmet ile duyurulur.”
NE OLMUŞTU?
Bayana yönelik şiddeti tedbire maksadı taşıyan, Türkiye'nin de imzacısı olduğu İstanbul Mukavelesi ile ilgili tartışmalar AK Parti içinde de rahatsızlıklara neden olmuştu.
Idare takımında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar'ın da bulunduğu Kadın ve Demokrasi Derneği'nin, İstanbul Sözleşmesi'ne sahip çıkmasının akabinde AK Partili birtakım isimler de tartışmalara sert reaksiyon göstermişti.
Bu tartışmalar sırasında Akit muharriri Abdurrahman Dilipak, İstanbul Sözleşmesi'ni savunanlar için 'fahişe' ifadesini kullanmış, reaksiyonlar üzere AK Parti Dilipak'a dava açacağını duyurmuştu.
Karar
