Türkiye ve Fransa arasındaki tansiyonun birinci işaretleri, Suriye'nin kuzeyinde geçtiğimiz yıllarda verildi. Paris idaresi, Ankara'nın YPG'li teröristleri maksat alan operasyonlarına karşı çıktı.
Peşinden tansiyon Şark Akdeniz ve Libya'ya taşındı. Türkiye'nin Şark Akdeniz'de doğal gaz aramasını istemeyen Fransa, Yunanistan'ın yanında saf tuttu.
Libya'da Birleşmiş Milletler (BM) ve milletlerarası topluluk tarafından tanınan Ulusal Mutabakat Hükümeti'yle (UMH) imzalanan deniz salahiyet muahedesi ile elini güçlendiren Türkiye, bu yılın ilkbaharından itibaren iç savaş devletinde istikrarları alt üst etti.
Başşehir Trablus'u kuşatan darbeci General Halife Hafter milisleri Türkiye'nin desteğiyle püskürtüldü, savaş Sirte ve Cufra'da düğümlendi.
Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Rusya üzere memleketlerle birlikte General Hafter'i açık halde destekleyen Fransa, alanda alınan mağlubiyetin akabinde Akdeniz'den Libya'ya giden bir gemiyi aramak istedi fakat Türk donanması buna müsde vermedi.
Türk savaş gemilerinin kendi ögelerine 'radar kilitledi'ği gerekçesiyle NATO'ya şikayette bulunan Paris idaresinin argümanları boş çıktı.
NATO'dan istediğini alamayan Fransa, bu sefer Avrupa Birliği tepesini topladı. Ayasofya'nın camiye dönüştürüldüğü günlerde Türkiye'ye yaptırım hedefleyen Paris idaresinin uğraşları yeniden sonuç vermedi.
Yaşanan tüm gelişmeler, Fransa'nın yüksek tirajlı gazetesi Le Point mecmuasının manşetinde kendine yan buldu. Le Point, 'Ayasofya, Suriye, Libya, Akdeniz… Erdoğan'la savaş kapımızın önünde' manşetiyle okurlarının önüne çıktı.
DAHA EVVEL DE TÜRKİYE'Yİ GAYE ALMIŞTI
Manşet haberini ise 'Ayasofya: Erdoğan, onun imparatorluğu, onun camisi' başlığıyla sunan Fransız mecmuası, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Osmanlı İmparatorluğu hevesini gösterdiğini yazdı.
Le Point, daha evvel de Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye'yi kapağına taşımıştı. Türkiye'nin 'etnik temizlik' yaptığını ileri süren mecmua hakkında Cumhurbaşkanı'nın avukatları kabahat duyurusunda bulunmuştu.
Karar
