Van’da güvenlik vazifelisi olarak çalışan 60 yaşındaki Osman Hezer, 2015’te ailesiyle Gevaş ilçesindeki Dokuzağaç Mahallesi yakınlarında piknik yaptığı sırada, kıyıda rengi ve yapısıyla farklı bir taş olduğunu fark etti.

Ailesinin yardımıyla bulunduğu yerden çıkararak konutuna götürdüğü taşın, kütle olarak birebir ebattakilere nazaran daha ağır olmasından şüphelenen Hezer, arkadaşı aracılığıyla taştan aldığı numuneyi Kırklareli Üniversitesi Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Yeşiltaş’a gönderdi.

Yapılan incelemeler sonucu meteorit olduğu belirlenen 81 kilo 400 gram yükündeki taşın numunesi, ABD’deki Ay ve Gezegen Enstitüsü’ne gönderildi. Burada gerçekleştirilen denetimlerde de tıpkı sonuca ulaşılmasıyla göktaşı, Memleketler arası Meteorit Bilgi Bülteni’ne işlendi ve “Doğuzağaç” ismiyle kayıtlara geçti.

Hezer, taşı birinci gördüğünde başkalarından farklı olduğunu anladığını, bu nedenle incelemek için meskene götürmeye karar verdiğini söyledi.

Taşın ebat olarak küçük olmasına karşın, kütlesinin ağır olduğunu belirten Hezer, bunun meteor olduğundan şüphelenerek internetten gök taşlarıyla ilgili araştırma yapmaya başladığını anlattı.

Göktaşlarını tespit eden kimi yerlere numuneler gönderdiğini lakin olumsuz rapor verildiğini aktaran Hezer, şöyle konuştu: Taştan numune almak bile çok güçtü. Kırılması çok güç olan taştan numuneleri keserek alabiliyordum. Bu işle ilgilenen Adem Aktaş’a ulaştım. Analiz sonuçlarını ona gönderir göndermez bana göktaşı olduğunu söyledi. Evvel bana konutta kolay bir test yaptırdı sonra bir numune istedi. İlgili yerlere gönderdi. En son Amerika’da yapılan incelemede Memleketler arası Meteorit Data Bülteni’ne işlenerek göktaşı olduğu onaylandı. Ailece çok memnun olduk. Yaptığımız araştırmalara nazaran şu an Türkiye’nin en büyük üçüncü gök taşı.”

Konya’da reklamcılık yapan ve hobi olarak gök taşlarıyla ilgilenen Adem Aktaş ise her gün toplumsal medya hesaplarına gök taşlarıyla ilgili onlarca ileti ve görsel aldığını lisana getirdi.

Meteoridi görmek için Konya’dan Van’a geldiğini aktaran Aktaş, Hezer’in toplumsal medyadan kendisine ulaştığını ve elindeki raporları göndererek yardım istediğini belirtti.

Raporları incelediğinde demir meteorlar kümesine giren 2 elementin olduğunu fark ederek fotoğraflarını da göndermesini istediğini kaydeden Aktaş, göktaşının onaylanma sürecini şöyle anlattı:

Bu taş tüm özellikleri ile meteor üzere görünüyordu. Bunu resmiyete kazandırmak için alanında çok iyi olan Kırklareli Üniversitesi Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Mehmet Yeşiltaş hocamızla irtibata geçtim.

Ona numune gönderdik. Birebir fakülteden öğretim üyesi Dr. Namık Aysal ile inceleyip, bunun demir küme bir meteor olduğunu mutlaklaştırarak Memleketler arası Meteorit Data Bülteni’ne işlenmesi sağlandı.

Türkiye’de yapılan tahliller bize taşın bir meteorit olduğu bilgisini verir lakin resmi bir rapor olamaz. Bunun için dünyaya düşen gök taşlarının işlendiği bir bilgi tabanı olan Memleketler arası Bilgi Bülteni raporunun yahut sertifikasının olması gerekiyor.

Gönderdiğimiz örnekler sonucunda 2 aylık beklemeyle bu raporu aldık. Bu taş resmi olarak Türkiye’ye düşen en büyük 3. demir küme meteorit oldu. Bu meteorit, içinde erimiş ve kristalleşmiş demir ile nikel oranı çok yüksek olan ‘IIIAB’ dediğimiz sınıfta tescillendi. Düştüğü noktanın ismini alarak kayıtlara Dokuzağaç olarak geçti.