Mahkeme, misyon için gittiği cümbüş yerinde tanıştığı bayana aşık olan evli polis memuruna, ‘hizmet dışında resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve itimat hissini sarsacak hareket ve davranışlarda bulunmak’ fiilini işlediği gerekçesiyle 6 ay kısa periyodik kıdem durdurma cezası verdi.
Memurun cezası; yaptığı misyonun niteliği ve mahiyeti icabı, toplum içerisinde daha ihtimamlı ve dikkatli davranması, kendisini, mesleğini ve bağlı olduğu kurumu sıkıntı durumda bırakacak hal ve durumlardan kaçınması gerektiği dikkate alınarak Valilik Vilayet Polis Disiplin Kurulu’nca Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 14. unsuru uyarınca 16 ay uzun müddetli kıdem durdurmaya çevrildi. Mesleğini gereğince temsil etmemekle suçlanan memur, cezanın iptali talebiyle Yönetim Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme, davanın reddine hükmetti. Davacı memur, bu kararı da Danıştay’a taşıdı.
EŞİ VE ETRAFI BİLİYORDU
Dava evrakını tekrar inceleyen Danıştay 5. Dairesi, mahkeme kararını onadı. Kararda, “Memur olan davacı, vazifeli olarak gittiği alkollü cümbüş yerinde tanıştığı bayanla duygusal bağ içerisine girmiştir. Davacıyla bayan ortasında cinsel ve duygusal ilgi yaşandığı, bu durumun davacının eşi ve etrafı tarafından da bilindiği, ardından yaşanan süreçte mevzunun isimli bir vakıa haline geldiği ortadadır.
Davacının, mesleksel etik anlayışının ve basiretli bir polis memurunun davranış biçiminin büsbütün dışına çıktığı, vazife icabı bulunduğu yerleri, özel hayatın hudutları içinde kalması gereken bağlar için kullandığı ve bunun sonucunda da isimli olaylara sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır. Davacının yapmış olduğu misyonun niteliği ve mahiyeti icabı, toplum içerisinde daha ihtimamlı ve dikkatli davranması, kendisini, mesleğini ve bağlı olduğu kurumu güç durumda bırakacak hal ve durumlardan kaçınması gerekmektedir.
TEKERRÜR KARARI UYGULANDI
Adabına uygun olarak yürütülen disiplin soruşturması ile ortaya konulan olayın meydana geliş biçimi ve sonuçları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacı hakkında isnat olunan fiilin sabit olduğu görülmekle, geçmiş sicili de dikkate alındığında tekerrür kararı uygulanarak 16 ay uzun vadeli durdurma cezasıyla tecziyesine ait süreçte hukuka terslik bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Temyizen incelenen karar yöntem ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. Davacının temyiz isteminin reddine, davanın reddi yolundaki Yönetim Mahkemesi’nin temyize husus kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Adabı Kanunu’nun 49. unsurunda sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının onanmasına oy birliği ile karar verilmiştir.” denildi.
Karar
