Suudi Arabistan Krallığı İstanbul Başkonsolosluğu’na 2 Ekim 2018’de girdikten sonra bir daha kendisinden haber alınamayan ve daha sonra öldürüldüğü ortaya çıkan gazeteci Cemal Kaşıkçı’yı katlettikleri argümanıyla 26 Suudi sanığın gıyabında yargılandığı davanın üçüncü duruşması bugün görüldü.

Duruşmaya 26 firari sanığın CMK’dan atanan avukatları ile Kaşıkçı’nın nişanlısı Hatice Cengiz avukatıyla birlikte katıldı.

BAŞKONSOLOSUN MUHAFAZASI ŞAHİT OLARAK DİNLENDİ

Duruşmada, olay tarihinde Suudi Arabistan Krallığı İstanbul Başkonsolosu Al Otaıbı’nın yakın müdafaası M.E.S. şahit olarak dinlendi. M.E.S. tabirinde, başkonsolosun yıllık izinde olduğunu söyleyerek “Bu nedenle bana, olay günü müsaade yap demişti. Rastgele bir şeyden şüphelenmedim. Araçta daima Arapça konuşuyorlardı, ben Arapça bilmediğim için anlamıyordum. Sürücüsü Hakan da olay günü izinliydi fakat Hakan’ı o gün arayarak çağırmış. Beni çağırmadı. Hakan’a sorduğumda Büyükçekmece’de alışveriş yaptığını sonrasında konsolosun amcasının oğlunu havalimanına bıraktığını söyledi. Başkonsolos olaydan bir hafta sonra çıkış yaptı” dedi.

“NE MALUM MODÜLLERE AYIRIP GÖTÜRMEDİKLERİ”

Şahit olarak dinlenen Hikmet Çetinkaya ise Turan Kışlakçı’nın kendisini arayarak sürücülük yapmasını istediğini, olaydan sonraki gün konsolosluğa gittiklerini anlattı. Çetinkaya, konsolosluk önünde gazeteciler ve birçok kişinin olduğunu, konsoloslukta beklerken araçların giriş çıkışını yönlendiren vale üzere biriyle konuştuğunu bu kişinin kendisine, “Bunların nasıl bir devlet olduğunu bilmiyor musunuz, uzaklaşın boşuna beklemeyin” demesi üzerine, kendisinin de “Kameralar var, nasıl çıkaracaksınız, kaybolamaz” dediğini, o kişinin de kendisine “Ne malum kesimlere ayırıp götürmedikleri” dediğini anlattı.

“OLAĞANÜSTÜ BİR ŞEY VARDI FAKAT NE OLDUĞUNU ANLAMADIK”

Konsoloslukta sürücü olarak çalışan Edip Yılmaz da şahit olarak verdiği tabirinde, “Gördüğüm rastgele bir şey yok. Olaydan bir gün sonra haberimiz oldu. Olay günü biz -3. kattaydiık. Bizim bulunduğumuz odanın kapısını kapattı güvenlik müdürü. Ben gelmeden çıkmayın’ dedi. Kapı 20 dakika kapalı kaldı. Daha sonra kapı açıldı. Yarım saat sonra dışarı çıktım. Harika bir şey vardı lakin ne olduğunu anlayamadık. Ben Cemal Kaşıkçı’yı hiç görmedim. -3. Katta bomba patlasa duymayız. Başkonsolosun çalışan sürücüler aracılığıyla haber göndererek rezidansa kimse gelmesin dediğini, hatta özel sürücüsünün denediğini, onu bile almadığını duyduk” dedi.

“TURAN KIŞLAKÇI’YI NEDEN DİNLEMİYORSUNUZ?”

Şahit tabirlerinin akabinde kelam verilen şikayetçi Hatice Cengiz, “Turan Kışlakçı’yı neden dinlemiyorsunuz” demesi üzerine mahkeme lideri, “Turan Kışlakçı’yı şahit olarak çağırmışız. Gelmediği için hakkında zorla getirme kararı çıkarmışız” dedi. Hatice Cengiz’in avukatı Ali Ceylan, “Amerikan istihbarat raporunun belgeye getirilmesini talep ediyoruz, evrakta olmayan isimler hakkında ihbarda bulunulmasını talep ediyoruz” dedi.

8 TEMMUZ’A ERTELENDİ

Mahkeme heyeti, Amerikan İstihbarat raporunun getirilmesi talebini evraka katkı sağlamayacağı ve tarafların bu bahiste savcılıklara müracaat hakları olduğunu hatırlatarak reddetti. Duruşma, Turan Kışlakçı’nın ortasında bulunduğu dinlenemeyen şahitlerin zorla getirme hallerinin devamına hükmetti. Duruşma, 8 Temmuz’a ertelendi.

“SON RAPOR DİREKT VELİAHTA SORUMLULUK YÜKLÜYOR”

Hatice Cengiz, duruşma çıkışında avukatlarıyla basın açıklaması yaptı. Cengiz, “Tanıklar dinlendi. Biz mahkemeye yeni açıklanan rapor kapsamında ortaya çıkan yeni kanıtların de davaya eklenmesini istedik. Bundan sonraki süreci avukatlarla bir arada takip edeceğiz. Onun dışında söylenebilecek bu en son yayınlanan raporun direkt veliahta bir sorumluluk yüklüyor. Bu kapsamda mahkeme sürecini buna dahil olmasın istiyorum” dedi.

Karar